SORUMLULUKLA YÜZLEŞME DOLUNAYI

10 Temmuz 2025’te Oğlak burcunda gerçekleşecek dolunay hem bireysel hem de toplumsal ölçekte önemli kırılmalara kapı aralıyor. Her Oğlak dolunayı gibi bu da bizleri olgunlaşmaya, sorumluluk almaya ve hayatımızda netleşmeye davet ediyor. Ancak bu kez etkiler daha kadersel ve daha sert. Ay Oğlak burcunda strateji ve kontrolü öne çıkarırken, karşısındaki Güneş Yengeç’te aile ve güvenlik ihtiyacını gündeme taşıyor. Bu karşıtlık; “iş mi, aile mi?”, “başarı mı, huzur mu?” gibi ikilemlerle bizi içsel bir muhasebeye zorluyor.

Satürn'ün etkisiyle "kendi ayaklarımın üzerinde durabiliyor muyum?" sorusu daha yüksek sesle sorulurken, özellikle gençlerde kimlik ve özgüven sorgulamalarını derinleştirebilir. Aynı zamanda sınav baskısı ve başarı kaygısı artabilir.

İlişkiler açısından da belirleyici bir dönem. “Ciddi misin, değil misin?” sorusu artık ertelenemez. Sabır ve sorumlulukla yürüyen ilişkiler güçlenirken, temeli belirsiz olan bağlar sorgulanabilir.

Toprak burcu Oğlak’ın etkisiyle finansal konular, yatırım planları ve ekonomik yapılanmalar gündemde. Mars desteğiyle bu süreç; sağlam projeler, uzun vadeli kazançlar ve yeni fırsatlar açısından verimli. Ancak harcamalarda temkinli olunmalı, özellikle tarım, emlak ve gıda gibi kalıcı alanlara yönelmek daha sağlıklı olabilir.

Mars’ın Güney Ay Düğümü ile kavuşumu ise dünya çapında askeri hareketlilik, siyasi gerginlik ve kadersel gelişmeleri tetikleyebilir. Putin için sağlık ve politik arenada dikkat çeken gelişmeler; Trump içinse beklenmedik anlaşmalar ve diplomatik hamleler öne çıkabilir.

Doğal afetler açısından ise bu dolunay, özellikle Türkiye’de Doğu Anadolu ve Karadeniz-Güney hattında toprak kayması, deprem, yangın gibi olaylar açısından dikkat gerektiriyor.

Sağlıkta ise dizler, eklemler, dişler ve deri zayıf halkaları oluşturuyor. Özellikle sol diz ve bağ dokular hassas. Ağır kaldırmaktan kaçınılmalı, esneme hareketlerine ve magnezyum desteğine önem verilmeli.

Dolunayın Sabian sembolü "Elinde büyük bir çanta taşıyan beş yaşındaki çocuk", bizi bir kez daha sorgulamaya davet ediyor: Zamanından önce büyümek zorunda kaldığımız ne? Ve biz aslında kimin yükünü taşıyoruz?

Bu dolunay, hayatlarımızda artık taşınamayacak kadar ağırlaşan yükleri görünür kılıyor. Hem bireysel hem kolektif düzlemde artık “ciddiyet” zamanı.

Siz de kendi kendinize şu soruyu soruyor musunuz:
Kimim yükünü taşıyorum?